
okunma
Özellikle vali, emniyet müdürü, savcı ve hâkim gibi devletin önemli mevkilerinde bulunan kişiler, çarşıda veya toplum içinde aileleriyle birlikte rahatça gezmekte zorlanıyor. Bunun temel sebebi, bazı insanların sanki hayatlarında hiç böyle makam sahiplerini görmemiş gibi davranmalarıdır.
Bu kişiler, bir bürokratı gördükleri anda etrafında toplanarak abartılı bir şekilde ilgi göstermekte ve adeta kendilerini onlara beğendirme çabası içine girmektedir.
Oysa ki Ağrı’da böyle bir durum söz konusu değildir.
Ağrı halkı, devletin üst kademelerindeki insanları tıpkı sıradan bir vatandaş gibi görerek, onları özgürce hareket etmeye bırakmaktadır. Devletin temsilcileri, sivil halk gibi toplum içinde rahatlıkla dolaşabilmekte, alışveriş yapabilmekte ve gündelik yaşamlarını sürdürmektedir.
Ağrı halkı, demokratik bir anlayış içinde, bürokratları sivil halktan üstün bir konuma koymadan, herkesin eşit şartlarda toplumda var olmasını doğal bir durum olarak kabul etmektedir.

Ne yazık ki, Iğdır’da bazı kesimler için bu durum geçerli değildir.
Burada, devletin yöneticilerine gösterilen abartılı ilgi, bazen samimiyetten uzak bir hale bürünebilmektedir. Oysa ki modern toplumlarda devlet görevlilerinin de sivil halk gibi özgürce yaşamlarını sürdürmesi, demokratik kültürün bir gereğidir.
Bürokratların, halktan kopuk bir yaşam sürmesi yerine, toplumun içinde doğal bir şekilde var olmaları, hem devlet ile vatandaş arasındaki ilişkiyi güçlendirecek hem de gerçek anlamda bir toplumsal denge sağlayacaktır.

Sonuç olarak, toplum olarak devletin temsilcilerine saygı duymak elbette önemlidir,
Ancak bu saygıyı aşırıya kaçırarak onları sivil hayattan soyutlamak veya gereksiz bir ilgiyle baskı altına almak doğru bir yaklaşım değildir. Ağrı’da olduğu gibi, herkesin birbirine eşit ve doğal bir şekilde yaklaştığı bir ortamın oluşması, toplumun gelişimi açısından çok daha sağlıklı olacaktır.
Yorumlar
0 yorum