
okunma
Iğdır’ın sokaklarında dolaştığınızda her topluluğun karşısına çıkıp aynı şeyleri söylüyorsunuz: “Biz kardeşiz”, “Bizim ayrımız gayrımız yok”, “Hepimiz aynı gemideyiz”. Bu sözleri büyük bir coşkuyla dile getiriyorsunuz. Peki ya gerçekten durum böyle mi?
Eğer aynı gemideysek, eğer gerçekten ayrımız gayrımız yoksa, eğer kardeşsek, o zaman gelin bu kardeşliği somut bir hale getirelim.
Örneğin, zenginliklerinizi paylaşalım.
Iğdır’ın yoksulları açlık sınırında yaşarken, zenginliklerinizin nimetlerini yalnızca bir avuç insanın tatması adil mi? Gelin, bu kaynakları yoksulların ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde bölüşelim.
Hep birlikte, herkesin eşit yaşam standardına sahip olduğu bir düzen kuralım.
Eğer fakir bir insanın karnı kuru ekmekle doyuyorsa, o zaman hepimiz kuru ekmek yiyelim. Hep beraber görelim:
Bu gemide gerçekten karnımız doyacak mı?
Ama işte asıl mesele burada başlıyor. Bu düzenin çarkını döndüren adaletsiz sistemi değiştirmeye hazır mısınız?
Adalet, hepimizin eşit koşullarda yaşadığı bir düzen yaratmaktır.
Ancak sizler, bu sistemin sadece güçlü olanın daha güçlü hale geldiği, zayıf olanın ise yerinde saydığı haliyle devam etmesini istiyorsunuz.
Çünkü mevcut düzen işinize geliyor. Bugün Iğdır’da izlenen siyaset, zenginlerin servetine daha fazla katma değer eklemek üzerine kurulmuş.
Peki ya fakirler? Onlar aynı tas, aynı hamam! Sürekli geriye sayan, yoksulluğun pençesinde çırpınan bir hayat sürmeye mahkûm edilmiş durumdalar. Bu mu sizin “kardeşlik” dediğiniz?
Bu mu “adaletiniz”? Bu mu herkesin aynı gemide olduğu iddianız? Unutmayın, böyle bir gemi batıya demir atmaz; aksine, batmaya mahkûmdur.
Yorumlar
0 yorum